Herediter Anjiyoödem nedir?

Herediter Anjiyoödem (HAÖ) çok nadir ve potansiyel olarak hayatı tehdit eden 10.000’de 1 ile 50.000’de 1 gerçekleşen genetik bir bozukluktur. Herediter Anjiyoödem belirtileri özellikle vücudun çeşitli yerlerinde gerçekleşen ödem ataklarıdır. Bu ataklar ellerde, yüzde, karında, ayak ve bacaklarda hatta nefes yolunda gerçekleşebilir. Karın atakları geçiren hastalar ek olarak kıvranma, ishal ve kusma gibi bağırsak duvarında gelişen ödemden dolayı kötü deneyimler yaşarlar. Nefes yolunda gelişen ödemler özellikle en tehlikeli olanlarıdır ve boğulma sebebinden ölümle sonuçlanabilirler.

Herediter Anjiyoödem hastalarının kandaki C1-inhibitörünü kontrol eden genlerinde bir bozukluk vardır. Bu genetik hasar inhibitörün vücutta yetersiz kalmasına ya da fonksiyonunda bozukluk olmasıyla sonuçlanır. Normal düzeyde ki C1 inhibitörü vücuttaki hastalıkla savaşan sistemde karmaşık biyokimyasal etkileşimlerin gerçekleşmesine yardımcı olur. Yetersiz seviyedeki C1-İnhibitörü düzenleyici görevini doğru bir şekilde yerine getiremeyeceği için biyokimyasal bir dengesizlik meydana gelebilir ve bunun sonucu olarak vücutta istenmeyen peptitler oluşup kılcal damarlardan deri altına ödeme sebep olan sıvının kaçmasına sebep olur.

Aile içinde devam eder..!

Herediter Anjiyoödem kalıtsal olarak anılıyor, bunun sebebi ise genetik bozukluğun aile içerisinde aktarılmasıdır. Eğer ebeveynlerden biri Herediter Anjiyoödem hastası ise, doğacak olan çocuğun hastalığı taşıma olasılığı %50’dir. Fakat yine de aile öyküsünün eksikliği hastanın tanısı sırasında Herediter Anjiyoödem’in düşünülmemesi için bir sebep değildir. Araştırmacıların hazırladıkları rapora göre Herediter Anjiyoödem vakalarının yüzde 20’den fazlası rastgele gelişen mutasyonlar sonucu meydana geliyor. Sonuç olarak bu yeni mutasyona sahip olan hastalar da aynı şekilde Herediter Anjiyoödem’i çocuklarına geçirebiliyorlar.

Herediter Anjiyoödem çok nadir bir hastalık olduğu için hastaların yıllar boyunca tanı alamamaları da çok yaygın bir durumdur. Hastaların büyük bir çoğunluğunun aktardığı öykülerine göre Herediter Anjiyoödem atakları karında gerçekleştiğinde gereksiz cerrahi operasyonlara maruz kalmışlardır. Ayrıca uygun tedaviler bulunmadan önce rapor edilen ölüm orası ise yüzde 30’dan fazladır.

Herediter Anjiyoödem’e ne sebep olur?

Herediter Anjiyoödem’in C1-İnhibitörü eksikliğinden kaynaklanan iki alt tipi (Tip 1 ve 2) ve normal C1-İnhibitörü seviyesine sahip bir alt tipi (Tip 3) bulunmaktadır.

Tip 1 ve Tip 2 C1 esteraz inhibitörünün üretiminde görevli olan gendeki bozukluktan (mutasyondan) kaynaklanır. Diğer kalıtsal hastalıkların aksine, Herediter Anjiyoödem hastalarında sağlıklı genler diğer bozuk genlerdeki kusuru telafi edemez.

Normal koşullar altında C1-İnhibitörü bedende bir enfeksiyona veya travmaya karşı bölgesel olarak damarların genişlemesini ve yayılmasını kontrol etmekte önemli bir rol oynayan bradikinin hormonunun üretimini düzenler. Eğer C1-İnhibitörü fonksiyonunu düzgün olarak yerine getiremiyorsa ya da seviyesi düşüyorsa, bradikinin bölgesel şişliklere sebep olacak şekilde fazla miktarda derinin altında salınmaya başlar.

Vücut içerisindeki iletişim sisteminin yanı sıra C1-İnhibitörü vücutta kompliman sistem olarak adlandırılan bağışıklık sisteminin savunulmasında da bir parçadır. Bağışıklık sistemi dış bir uyaran ile etkileşime geçtiğinde, örneğin yabancı bir madde veya mikrop, yabancı maddeyi saf dışı bırakmak amacıyla dalgalanarak artan bir tepkimeyi başlatır. Bu giderek artan tepkimeyi C1 proteini bir diğer benzeri olan C1-İnhibitörü ile başlatır. Kandaki C1 aktifleştiği zaman sürecin kendisi kendi kendine gelişmesine rağmen bağışıklık sistemi bunu bir yabancı madde olarak algılar. Aktifleşmiş C1 bir dizi başka tepkimeler başlatarak patojen olarak kabul edilenlerin yok edilmesine kadar devam eder.

Enfeksiyonlar, yaralanmalar, operasyonlar veya stres gibi etmenler kandaki C1-İnhibitörünün tüketilmesine sebep olabilir ve bu şekilde bradikinin seviyelerinin yükselmesi kendini ödem olarak gösterir.  Kan basıncını düşüren ilaçlarda (ACE İnhibitörleri) yükselmiş olan bradikinin seviyelerinin düşmesini engelleyerek ödemlere sebep olabilir.

Herediter Anjiyoödem’in yeni bir formu olan “Normal C1-İnhibihörü seviyesiyle Herediter Anjiyoödem” ilk kez 2000 yılında tanımlandı. Tanı kriterlerinin eksikliği, hastalar arasındaki çok çeşitlilik ve bu hastalığa verilen değişik isimler hem hekimler hem de hastalar arasında azımsanmayacak miktarda bir karışıklığa sebep oldu. Normal C1-İnhibitör seviyesiyle gelişen Herediter Anjiyoödem için çeşitli bilimsel araştırmalar tanı ve uygun tedavi yaklaşımlarına açıklık getirilmeye çalışıldı. Uzmanların var olan hastalarını daha iyi yönlendirebilmesi için hekimler yeni bulguları gözden geçirmek ve yeni çözümler üretmek için uluslararası bir sempozyumda bir araya geldiler. Normal C1-İnhibitör seviyesiyle gelişen Herediter Anjiyoödem’de ayırt edici ölçüt atak anında ürtiker belirtilerinin eksikliği olarak belirlendi ve bu bağlamda tedavi stratejileri tartışıldı.